0

Ayıplı Hizmetten Sorumluluk Hakkında

YARGITAY 3.HD, E.2016/9331 K.2018/891 T.12.2.2018

ÖZET: Kaçak elektrik kullanımı nedeniyle tahakkuk ettirilen faturanın iptalini isteyen kişi işyeri sahibiyse açılacak davanın Tüketici Mahkemesi'nde görülmemesi gerekir.

DAVA VE KARAR: 1- Dava; kaçak elektrik kullanımı nedeniyle tahakkuk ettirilen faturanın iptali istemine ilişkindir.

Somut olayda; dava konusu yer ile ilgili; işyeri aboneliği bulunmakta olup, davacı bu işyerinde kiracı olan ve hakkında dava konusu kaçak kullanım faturası tanzim edilen fiili kullanıcıdır.

28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren ve karar tarihinde yürürlükte olan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun ... “Kapsam” başlıklı 2.maddesinde; “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar..” hükmüne yer verilmiştir. Kanunun 3.maddesinde; “Mal; Alışverişe konu olan; taşınır eşya, konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallar ile elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri her türlü gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi kapsar.

Tüketici ise, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi ifade eder.” şeklinde tanımlanmıştır. Yine anılan kanunun 3/d maddesinde; “Hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyet” olarak tanımlanmıştır.

Bir hukuki işlemin 6502 sayılı kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için; kanunun amacı içerisinde, yukarıda tanımları verilen taraflar arasında, mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.

Buna göre, mesleki amaçla işyeri aboneliği üzerinden verilen ve fiilen de aynı ( dükkan vasıflı) yerde mesleğini ifa ettiği anlaşılan davacının, yukarıda açıklandığı üzere tüketici olmadığı, dolayısıyla olayda 6502 sayılı kanun hükümleri yerine genel hükümlerin uygulanacağı ortadadır.

Mahkemelerin görevinin kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınması gerekir.

Bu itibarla; mahkemece, yargılamaya genel mahkeme sıfatıyla devam edilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davaya Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakılarak yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi doğru olmamış, kararın re’sen bozulması gerekmiştir.

2-Bozma nedenine göre, şimdilik davalının temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nun 428. maddesi gereğince re’sen BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davalı tarafın temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK'nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 12.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.



Bu Bilgi Yararlı Oldu mu?
Anket Sonuçları
Kapat