0

Covid-19 Özelinde İşçi Sağlığı ve Güvenliği

COVİD-19 ÖZELİNDE İŞÇİ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ

Son haftalarda hız kesmeden yayılmaya devam eden Covid-19 hepimizin malumu. Dünya Sağlık Örgütünün pandemi ilan etmesi, virüsün Türkiye’ye giriş yaparak toplumsal hayatı felç etmesi çalışma hayatını neredeyse durma noktasına getirdi. Tüm bu gelişmelerin karşısında inatla üretime devam etme kararı alan işverenler ve iş sözleşmesini fesheden işverenler olduğu görüldü.

Güncel tartışmalar; "İşçinin,çalışanların sağlığını nasıl koruruz?" sorusuna cevap aramak yerine "Salgın döneminde ekonomik yıpranmayı nasıl önleriz?","Sözleşme fesihlerini nasıl pürüzsüz hale getiririz?" anlayışı çerçevesinde şekillendi.

Tabi bu aşamada birtakım sorular ortaya çıktı:İşçinin hakları nedir, işverenin yükümlülükleri nedir, çalışma esnasında Covid-19’a yakalanılması iş kazası olarak kabul edilir mi, salgın boyunca üretim aynen devam edecek mi, işçinin çalışmaktan kaçınma hakkı var mı,vs.

Kısacası bu yazının amacı doğrudan sözleşmenin feshi yoluna başvurmak yerine işçi sağlığını ve güvenliğini korumak için hangi imkanların var olduğunu,iş sözleşmesinin nasıl ayakta tutulacağını ve ortaya çıkacak zararlardan kimin/kimlerin sorumlu olacağını incelemektir. Hak edenin,hak ettiğine, hak ettiği kadar kavuşması dileğiyle. 

GENEL OLARAK

Öncelikle 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun kapsamını ve istisnalarını ele almamız gerekiyor.

Buna göre kamu ve özel sektöre ait bütün işlere ve işyerlerine, işverenlere, işveren vekillerine, çırak ve stajyerler dahil olmak üzere tüm çalışanlar faaliyet konularına bakılmaksızın kanun kapsamında bulunuyor.  Çırak, stajyer, işçi, memur kısacası neredeyse tüm bağımlı çalışanlar bu kanun hükümlerinde kendine yer buluyor.

İstisna grubunu ele aldığımızda ise karşımıza birtakım çevreler çıkmakta. 1.grup olarak TSK, MİT Müsteşarlığı ve genel kolluk kuvvetlerinin faaliyetleri bakımından bu kanun hükümlerinin uygulanmayacağı belirtiliyor. Ancak belirtilen kurumların “fabrika, bakımevi, dikimevi ve benzeri işyerlerindeki çalışanları” bu istisnanın istisanı niteliğinde. Burada esas faaliyeti; devletin güvenlik ve istihbarat biriminde çalışmak olan kimselerin görev sırasında kullandığı ekipmanları üreten kimselerin kapsam içerisinde yer aldığını söylemek yanlış olmayacaktır. 

2.grup olarak afet ve acil durum birimlerinin müdahale faaliyetleri, 3.grup olarak ev hizmetlerini,4.grup olarak herhangi kimseyi çalıştırmadan kendi adına ve hesabına mal ve hizmet üretimi yapanlar, 5.grup olarak da hükümlü ve tutuklulara yönelik infaz hizmetleri sırasında, iyileştirme kapsamında yapılan iş yurdu, eğitim, güvenlik ve meslek edindirme faaliyetleri sayılıyor. 

İstisna grubunda yer almayan; kendi özel kanunlarındaki statülerine bakılmaksızın kamu veya özel işyerlerinde istihdam edilen her gerçek kişi  6331 Sayılı Kanun kapsamında yer alıyor.

İŞVERENİN GENEL YÜKÜMLÜLÜKLERİ

Kanunun devam hükümlerine baktığımızda işverenin genel yükümlülükleri kategorik olarak sıralanıyor.

Buna göre işverenin en temel yükümlülüğü çalışanlarının iş ile ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamak olarak karşımıza çıkıyor.

  • İşveren, çalışanlarının sağlık ve güvenliğini korurken değişen şartlara göre tedbir almak zorunda.
  • Gerekli araç ve gereci sağlamak diğer bir yükümlülük olarak karşımıza çıkıyor.
  • Yine çalışana verilen görev sırasında çalışanın, sağlık ve güvenliğin yönünden işe uygunluğunu göz önüne alma yükümlülüğü bulunmakta.
  • Son olarak işveren gerekli tedbirleri alırken ortaya çıkan maliyeti kesinlikle çalışanlarına yansıtamaz.

Covid-19 tehlikesi bu derece ayyuka çıkmışken çalışmalarına devam eden iş yerlerinde, işçilerin işverenden gerekli tedbirleri gerçekleştirmesini talep etme hakkı vardır.

Hijyen malzemelerinin çalışma saatleri içerisinde belli periyotlarda yenilenmesi, işçilerin her birinin şahsına yönelik olarak gerekli koruyucu ekipmanın sağlanması, çalışmaların sosyal mesafelendirme esasına göre dizayn edilmesi, iş yerine ulaşım için vasıta sağlanması, aşılamalar, çalışma süresinin kısaltılması, dinlenme süresinin artırılması, yemekhane ve kafeterya servislerinin gözden geçirilmesi gibi tedbirler akla gelmektedir. Pek tabii fiili duruma, somut olaya göre tedbirleri çeşitlendirmek mümkündür.

RİSK DEĞERLENDİRMESİ

Kavramı daha iyi anlayabilmek için öncelikle “risk” ve “tehlike” unsurlarının irdelenmesi gerekiyor.

Tehlike; işyerinde var olan ya da dışarıdan gelebilecek, çalışanı veya işyerini etkileyebilecek zarar veya hasar verme potansiyelini temsil eder.

Risk; tehlikeden kaynaklanacak kayıp, yaralanma ya da başka zararlı sonuç meydana gelme ihtimali anlamına gelmektedir.

Risk değerlendirmesi; işyerinde var olan ya da dışarıdan gelebilecek tehlikelerin belirlenmesi, bu tehlikelerin riske dönüşmesine yol açan faktörler ile tehlikelerden kaynaklanan risklerin analiz edilerek derecelendirilmesi ve kontrol tedbirlerinin kararlaştırılması amacıyla yapılması gerekli çalışmalar olarak tanımlanır, amacı tehlike ve risklerin ortadan kaldırılarak kontrol altına alınmasıdır.

Risk değerlendirmesi dışarıdan bu hizmeti sunan kimseler tarafından da yerine getirilebilir ancak faaliyetin bu şekilde gerçekleştirilmesi işverenin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.

Yönetmelik hükümlerine göre işyeri dışından kaynaklanan ve işyerini etkileyebilecek yeni bir tehlikenin ortaya çıkması halinde risk değerlendirmesi kısmen veya tamamen yenilenir, Covid-19’un ilgili unsurları karşılaması sebebiyle iş yerlerinde yeni bir değerlendirmenin yapılması mümkün ve gereklidir. Aynı zamanda risk değerlendirmesi yapılırken çalışanların ihtiyaç duyulan her aşamada sürece katılarak fikirlerini belirtme olanakları vardır.

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KURULLARI HAKKINDA YÖNETMELİK

Bir diğer imkan “ İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulları Hakkında Yönetmelik” te yer almaktadır.

50 veya daha fazla çalışanın çalıştığı ve 6 aydan fazla süren işlerin yapıldığı iş yerlerinde İSG Kurullarının bulunması zorunludur. Söz konusu kurulun görev ve yetkilerinden bazıları;  

  • İşyerinde iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin tehlikeleri ve önlemleri değerlendirmek, tedbirleri belirlemek, işveren veya işveren vekiline bildirimde bulunmak
  • İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili bir tehlike halinde gerekli araştırma ve incelemeyi yapmak
  • Alınması gereken tedbirleri bir raporla tespit ederek işveren veya işveren vekiline vermek
  • 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun 13 üncü maddesinde belirtilen çalışmaktan kaçınma hakkı talepleri ile ilgili acilen toplanarak karar vermek

olarak karşımıza çıkmaktadır.

Kurulun anılan görev ve yetkileri haricinde dikkate değer bir başka noktası “Çalışma Usulleri” kısmında yer almaktadır. Buna göre; özel bir tedbiri gerektiren önemli hallerde kurul üyelerinden herhangi biri kurulu olağanüstü toplantıya çağırabilir. Bu konudaki tekliflerin kurul başkanına veya sekreterine yapılması gerekir. Toplantı zamanı, konunun ivedilik ve önemine göre tespit olunur. İSG Kurullarında çalışan temsilcilerinin de bulunduğu göz önüne alındığında bahsi geçen usulün işletilmesini sağlamak kolaylık kazanacaktır.

Bir başka yönetmelik hükmüne göre çalışanların imkanlarından bir diğeri; uygulamada karşılaştıkları güçlükler hakkında çalışan temsilcileri aracılığı ile kurula bilgi vermektir. Keza kurulun vereceği kararlarda iş yerinin durumunu göz önüne alma yükümlülüğü bulunmaktadır.

ÇALIŞMAKTAN KAÇINMA HAKKI

Çalışmaktan kaçınma hakkı 6331 Sayılı Kanunun 13.maddesinde karşımıza çıkmaktadır.

Ciddi ve yakın bir tehlike ile karşı karşıya kalan çalışanlar İSG Kuruluna, kurulun bulunmadığı iş yerlerinde ( 50’den az sayıda çalışanın olduğu yerler veya 6 aydan kısa süren işler) işverene başvurarak durumun tespit edilmesini ve gerekli tedbirlerin alınmasını talep etme hakkına sahiptir.

Yukarıdaki başvuru usulünün uygulanması halinde kurulun acilen toplanır, kurulun bulunmadığı iş yerlerinde işveren derhal kararını verir. Alınan karar çalışana ve çalışan temsilcilerine yazılı olarak bildirilir.

Başvurunun kabul görmesi halinde, çalışanların ilgili tedbirler alınıncaya kadar çalışmaktan kaçınma hakları bulunmaktadır.

Buradaki en önemli husus ise 3.fıkrada yer almaktadır. Buna göre ciddi ve yakın tehlikenin, önlenemez olduğu durumlarda İSG Kuruluna veya kurulun bulunmadığı yerlerde işverene başvuru yapılmadan çalışanların iş yerini terk etmeleri mümkündür. Covid-19 ile ilgili istatistikler ve bulaşma yolları göz önüne alındığında çalışanların 3.fıkra çerçevesinde hak kaybına uğramadan güvenliklerini sağlamaları mümkün gözükmektedir.

Talep edilen tedbirlerin kabul edilmemesi halinde ise işçinin iş sözleşmesini feshetme hakkı bulunmaktadır. Söz konusu fesih hakkı; İş Kanunu’nun 24.maddesinin 1.fıkrasında yer alan “Sağlık Sebepleri” başlıklı düzenleme çerçevesinde değerlendirilmeli ve haklı nedenle fesih olarak kabul edilmelidir.

 

TEFTİŞ VE İŞİN DURDURULMASI

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının teftiş esnasında bina ve eklentilerde, çalışma yöntem ve şekillerinde çalışanlar için hayati tehlike oluşturan bir durumu tespit etmesi halinde iş yerinin bir bölümünde veya tamamında çalışma durdurulur. Şu günlerde mekanizmanın Covid-19 özelinde işlerlik kazanması için bakanlığa başvuruda bulunmak gerekecektir. Unutulmamalıdır ki; yetkili memurların kendilerine başvuran veya ihbarda bulunan işçilerin isimlerini ve kimliklerini açıklamama yükümlülüğü bulunmaktadır.

Denetim esnasında ifade ve bilgilerine başvurulan işçiye işveren tarafından; telkinde bulunulması, gerçekle ilgili yanıltıcı tutumlara yönlendirilmesi yasaktır. Ayrıca ilgili makamlara başvuran işçiye, kötü davranışta bulunulması da yasak kapsamındadır.

Söz konusu yükümlülüklere aykırı davranan işveren veya işveren vekili 8 bin Türk Lirası idari para cezasıyla karşı karşıya kalacaktır.

SAĞLIK GÖZETİMİ

İşverenin yükümlülüklerinden bir diğeri işçileri, işyerinde maruz kalacakları sağlık ve güvenlik risklerine uygun olarak sağlık gözetimine tabi tutmaktır. Covid-19 özelinde işverenden çalışanları için genel bir sağlık gözetimi yaptırması beklenecektir. Yapılan işin özelliğine göre, işin devamı süresince  sağlık muayenesinin düzenli aralıklarla, sık sık yapılması gerekmektedir.

Sağlık muayenesi yapılan çalışanın Covid-19 testinin pozitif çıkması halinde özel hayatının ve itibarının korunması için ilgili veri gizli tutulur. Kaldı ki; KVKK mevzuatı açısından da sağlık verileri, hassas-özel nitelikte veri olarak kabul görmektedir.

BİLGİLENDİRME YÜKÜMLÜLÜĞÜ

İşverenin yükümlülüklerinden bir diğeri de işyerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması amacıyla çalışanlarını ve çalışan temsilcilerini; sağlık ve güvenlik riskleri, koruyucu-önleyici tedbirler bakımından bilgilendirmektir.

Ayrıca ciddi, yakın ve önlenemeyen tehlikeye maruz kalma riski olan bütün çalışanları, tüm potansiyel tehlikeler ve bunlardan doğan risklerle ilgili tedbirlere karşı derhal uyarmalıdır. Söz konusu yükümlülük yönetmelikte de kabul edilmiş bir zorunluluktur. Ortaya çıkan ve belirlenen riskle ilgili ölçüm, analiz, teknik kontrol, kayıtlar, raporlar ve teftişten elde edilen bilgilere çalışan temsilcisinin erişimi sağlanmalıdır.

Covid-19 özelinde hastalıkla ilgili bilinmesi gereken hususların, iş yerinde alınan ve alınması planlanan tedbirlerin  ve çalışanların uyması gereken kuralların açıkça bildirilmesi gerekmektedir.

ÇALIŞANLARIN EĞİTİMİ HAKKINDA

6331 Sayılı Kanun’un 17.maddesine göre işveren; değişen ve ortaya çıkan yeni risklere karşı çalışanlarına iş sağlığı ve güvenliği eğitimi sunmak zorundadır.

Keza işveren; başka iş yerlerinden çalışmak üzere kendi iş yerine gelen çalışanlara da aynı eğitimi sunmak zorundadır.

Sunulan eğitimin masrafı çalışanlara hiçbir şekilde yansıtılamaz. Ayrıca söz konusu eğitimde geçen süreler, çalışma süresinden sayılır. Çalışma süresini aşan eğitimler; duruma göre fazla çalışma veya fazla sürelerle çalışma olarak kabul edilecek olup ilgili saatin ücreti %50 veya %25 zamlı olarak ödenmelidir. İşçiler alternatif olarak 1 saat 30 dakikalık veya 1 saat 15 dakikalık serbest zaman talep etme hakkına sahiptir.

ÇALIŞANLARIN YÜKÜMLÜLÜKLERİ

Çalışanlar aldıkları eğitimin gereği olarak kendilerinin ve etki alanlarında bulunan diğer çalışanların sağlık ve güvenliklerini tehlikeye düşürmemekle yükümlüdür. Dolayısıyla çalışanların kendilerine sağlanan koruyucu-önleyici ekipmanı gösterilen usulde kullanmak, alınan eğitimin gereğini yerine getirmek yükümlülüğü bulunmaktadır. 

Çalışanların bu çerçevedeki bir diğer yükümlülüğü kişisel koruyucu donanımları keyfi kullanmanın ötesinde doğru kullanmak ve kullanımdan sonra muhafaza edildiği yere koymak, kollamaktır.

Çalışanların başkalarının sağlığına ve güvenliğine olumsuz etkide bulunmaması için gösterecekleri dikkat, azami ölçüde olmak zorundadır.

Covid-19 çerçevesinde yapılacak bir yorumda çalışanların işverene haber verme yükümlülüğü bulunduğunu söylemek yanlış olmaz. Gerçekten de yasa koyucunun çalışanlardan beklentisi; işyerinde sağlık ve güvenlik için ciddi ve ani bir tehlike olduğu kanaatine vardıkları herhangi bir durumla karşılaştıklarında veya koruma tedbirlerinde bir aksaklık ve eksiklik gördüklerinde, işverene veya sağlık ve güvenlik işçi temsilcisine derhal haber vermeleridir.

ÇALIŞANLARIN KATILIM HAKKI

İşverenin yükümlülüklerinden bir diğeri çalışanlara iş sağlığı ve güvenliği konusunda öneri getirme hakkı tanımaktır. Aynı zamanda bu konulardaki görüşmelerde çalışanların yer alma hakkı bulunmaktadır, bu imkanı sağlaması gereken işverendir. İşveren bu hakkı çalışanların tümüne kullandırabileceği gibi 2 ve daha fazla çalışan temsilcisinin bulunduğu işyerlerinde varsa işyeri sendika temsilcisine yoksa çalışan temsilcisine kullandırır.

BAŞVURU HAKKI

İşçiler veya temsilcileri, iş sağlığı ve güvenliği konusunda işverence alınan önlemlerin ve sağlanan imkanların yetersiz olduğu kanaatine varmaları halinde Bakanlığa başvurma hakkına sahiptir.

İşçi temsilcilerinin yapılacak denetimlerde görüşlerini bildirme hakkı bulunmaktadır.

ÇALIŞAN TEMSİLCİSİNİN DURUMU

Çalışan temsilcileri; tehlike kaynağının yok edilmesi veya tehlikeden kaynaklanan riskin azaltılması için işverene öneride bulunma ve işverenden gerekli tedbirlerin alınmasını isteme hakkına sahiptir.

Görevlerini yürütmeleri nedeniyle çalışan temsilcilerinin hakları kısıtlanamaz ve görevlerini yerine getirebilmeleri için işveren tarafından gerekli imkânlar sağlanır.

İşyeri sendika temsilcisinin bulunması durumunda bu kişi aynı zamanda çalışan temsilcisi olarak da görev yapmaktadır.

Covid-19 kapsamında çalışanların, çalışan temsilcilerinde işverene öneride bulunma yönünde bir baskı yapması mümkündür.

 

 

TÜMAY DÖNMEZ-MART 2020,KIRKLARELİ

 

 

 

 

 



Bu Bilgi Yararlı Oldu mu?
Anket Sonuçları
Kapat