0

Baroların Dava Ehliyeti Hakkında

İDDK., E.2004/2163 K.2004/788 T.7.10.2004

ÖZET: Avukatlık Kanunu gereği hukukun üstünlüğünü savunmak, korumak ve işlerlik kazandırmakla yükümlü olan Baroların açacağı iptal davalarında, dava ehliyetinin karşılandığı kabul edilmelidir.

DAVA VE KARAR: İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, idari dava türleri arasında tanımlanmıştır.

İdarenin eylem ve işlemlerinin hukuka uygunluğunun yargısal denetim yoluyla sağlanmasında en etkin araçlardan biri iptal davaları olduğundan, iptal davalarında "menfaat ihlali" olarak tanımlanan sübjektif ehliyet koşulunun sübjektif hak ihlallerinin giderilmesiyle birlikte idari işlemlerin hukuka uygunluğunun denetlenebilmesi kapsamında belirlenmesi gereği açıktır.

İptal davası açılmasının ön koşullarından olan menfaat ihlali, idari işlemle meşru, kişisel ve güncel bir menfaat ilgisinin kurulması gereği şeklinde tanımlanmaktadır. Menfaatin kişisel olma özelliği ise doğrudan veya dolaylı olarak o kimseyi de etkilemesidir.

Bu bağlamda, idari yargının idari işlemin etkin ve yaygın biçimde hukuka uygunluk denetiminin sağlanması işlevi gözönünde bulundurularak, gerçek veya tüzel kişilerin menfaat ilgisini kurdukları idari tasarrufları iptal davası yoluyla yargı yeri önüne getirmeleri durumunda, iptal davası ile " menfaat" ilgilerinin bulunup bulunmadığının belirlenmesinde davacının İdari işlem karşısındaki durumu, statüsü ve sıfatının ortaya konması gerekmektedir.

1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 4667 sayılı Yasa ile değişik 76. maddesinde; Barolar ..., tüzel kişiliği bulunan, çalışmalarını demokratik ilkelere göre sürdüren kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu olarak tanımlanmış, yine aynı Yasanın Baro Yönetim Kurulunun görevlerinin sayıldığı 95.maddesinin 21. bendinde de, yönetim kurulunun, hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak, korumak ve bu kavramlarla İşlerlik kazandırmakla görevli olduğu belirlenmiştir.

Hukukun üstünlüğünü savunmak ve korumakla görevi bulunan Baronun, yargı kararının uygulanmadığı ve çevre sorunlarına yol açtığını öne sürdüğü Bakanlar Kurulunca alınan prensip kararı ile menfaat ilgisinin bulunduğunun açık olması nedeniyle, bakılmakta olan davayı açmakta ehliyeti bulunduğundan, aksi yöndeki temyize konu kararda isabet görülmemiştir.

SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle, Danıştay Sekizinci ve Altıncı Daireleri Müşterek Kurulunun 23.6.2004 günlü, E2004/27, K;2004/3012 sayılı kararının bozulmasına, uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmek üzere dosyanın Danıştay Sekizinci Dairesine gönderilmesine 7.10.2004 günü oyçokluğu ile karar verildi.

 



Bu Bilgi Yararlı Oldu mu?
Anket Sonuçları
Kapat