0

Genel İşlem Koşullarının Değerlendirilmesi(1)

                          

   2012 yılında yürürlüğe giren 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun getirdiği yeniliklerden biri de bu yazının konusu olan "Genel İşlem Koşulları"(GİK)dır.

Hukukumuza ilk kez 4077 Sayılı Eski TKHK'de yapılan değişiklikle "Sözleşmedeki Haksız Şartlar" kenar başlığıyla yansıyan GİK'in, TBK'de düzenlenmesiyle, taraflardan birinin tüketici olmadığı sözleşmelerde de GİK'e karşı koruma sağlanması istenmiştir.

Klasik sözleşmeler hukukunun alışılagelmiş hali bireysel sözleşme modelidir. Bu modelde taraflar sözleşmenin koşullarını karşılıklı olarak müzakere eder ve objektif esaslı unsurlarda iradeleri birleştiğinde sözleşme varlık kazanır. Ancak Sanayi Devrimi'nin ardından üretici ve tüketicinin önceki döneme nazaran çok daha yoğun şekilde sözleşme ilişkisine girmesi standart sözleşme modelinin doğumuna yol açmıştır.

Standart sözleşmeler; sanayicilerin önceden, tek taraflı olarak hazırladıkları sözleşme şartlarını karşı tarafa müzakere fırsatı vermeden sunmalarıyla uygulanmaya başlamıştır. Böylece zamandan tasarruf etme imkanı doğmuş ve ayrı ayrı sözleşmelere enerji harcamaya gerek kalmamıştır. İstisnai bir model olması gerekirken yaygın şekilde kullanılmaya başlanan tektip sözleşmelerin, toplum yaşamına entegre olmasıyla yasal düzenleme zorunluluğu doğmuştur.

TBK'nin 20-25.maddelerinde düzenlenen GİK; bir sözleşme yapılırken düzenleyenin, ileride çok sayıda benzer sözleşmede kullanılmak amacıyla, önceden, tek taraflı olarak hazırlayıp karşı tarafa sunduğu sözleşme hükümleridir. Koşulların sözleşme metninde veya ekinde yer alması, kapsamı, yazı türü ve şekli, nitelendirmede önem taşımaz. 

Buna göre; önceden hazırlanan sözleşmelerde karşı tarafın "evet, ama" deme hakkı elinden alınmıştır ve karşı taraf yalnızca imza atarak iradesini dikkate almayan hükümlerin sorumluluğu altına girmek zorunda kalmıştır. 

Hazırlanan tektip sözleşmelerdeki hükümlerin sıralarının farklı olması, aynı anlamın farklı kelimelerle verilmesi, kullanılan dilin farklılığı ya da koşulların farklı yerlerde yazılması dikkate alınmaksızın; aynı anlamı içeren ortak hükümlerin GİK kabul edileceği sonucuna ulaşılmaktadır.

Dikkat edilmesi gereken nokta; aynı amaçla hazırlanan sözleşmelerde bulunan ortak hükümlerin hangileri olduğudur. Yani sözleşmenin tümüyle GİK hükümlerine tabi olduğu değil yalnızca ortak olan hükümlerin GİK'e tabi olduğu kabul edilmiştir.

Sözleşmelerde GİK niteliğini haiz hükümlerin tartışılarak kabul edildiği yönünde koyulan ibarelerin ilgili hükümlerin GİK olma niteliğini kaybettirmediği TBK md.20/3'te açıkça düzenlenmiştir. Buna göre GİK özelliği taşıyan ortak hükümlerin müzakere faaliyeti sonunda sözleşmeye konduğunu belirten kayıtlar, müzakere faaliyetine ilişkin başkaca bir emare olmadıkça geçersizdir.

20.maddenin son fıkrasına geldiğimizde ortaya çıkan sonuçsa kanun koyucunun kamu tüzel kişilerinin yaptığı özel hukuk sözleşmelerinin de GİK hükümleri yönünden inceleneceğini göstermektedir.

                                                                                                                                         Tümay DÖNMEZ



Bu Bilgi Yararlı Oldu mu?
Anket Sonuçları
Kapat