0

İşletmenin Devri Hakkında

YARGITAY 8.HD, E.2014/10979 K.2016/3357 T.25.2.2016

ÖZET: İşletmenin devrinin alacaklılara karşı ileri sürülebilmesi için devir işleminin ispatlanması gerekir. Örtülü devrin alacaklılar üzerinde etkisi yoktur.

DAVA VE KARAR: Davacı 3. kişi vekili, davalı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine başlatılan icra takibi nedeniyle müvekkiline ait akaryakıtın haczedildiğini, haciz yapılan adresin müvekkil firmaya ait işyeri olup, borçlu firmayla bir ilgisinin bulunmadığını, haczedilen malların müvekkili tarafından peşin olarak satın alındığını belirterek, davanın kabulü ile mahcuzlar üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı alacaklı vekili, üçüncü kişi ile borçlunun telefon, faks numaraları faaliyet konuları ve adreslerinin aynı olduğunu, her iki şirket yetkilileri arasında akrabalık bağı bulunduğunu, üçüncü kişinin, mevzuat gereği dağıtıcısı olduğu bayiiden başka bir yerden akaryakıt satın almasının mümkün bulunmadığını, gerçekte de böyle bir alışveriş olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece, davacı ile borçlu arasındaki ilişkinin işletme devri niteliğinde olduğu, İİK'nun 44 ve TBK'nun 202 maddesinin uygulanması gerektiği, anılan maddelerde öngörülen koşulların yerine getirildiğinin iddia ve ispat olunmadığı, bu durumda devir, alacaklının haklarını etkilemeyeceği gibi, devralan davacı 3. kişinin de TBK'nun 202. maddesi gereği devraldığı işletmenin borçlarından sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine ilişkin verilen karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, üçüncü kişinin İİK'nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı istihkak davası niteliğindedir.

Somut olayda, davaya konu mahcuzların haczedildiği yerde, daha önce, 19.07.2013 tarihinde yapılan hacizde, haciz mahallinde borçluya ait bir kısım evrakın bulunması, haciz yapılan adresin borçlunun sicil adresi olması, borçlu ile 3. kişinin telefon ve faks numaralarının aynı olması gibi hususlar dikkate alındığında 3. kişi ile borçlu arasında örtülü devir bulunup, gerçek devrin bulunmadığı, bu durumun da alacaklının haklarını etkilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle reddine karar verilmesi doğru değil ise de verilen ret kararı sonucu itibariyle doğru olduğundan, gerekçesi değiştirilen kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı 3.kişi vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle sonucu itibariyle doğru olan hükmün ONANMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 4,00 TY'nin temyiz edenden alınmasına25.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



Bu Bilgi Yararlı Oldu mu?
Anket Sonuçları
Kapat