0

Ceza Davasının Sonucunun Bekletici Mesele Yapılması Hakkında

Y.19.H.D. 2016/18347 E. 2017/4439 K. 01/06/2017 Tarih

ÖZET : Yapılan akdin geçersizliğinin tespiti konusunda dava açıldığı ve ayrıca dava konusu senetle ilgili olarak daha önce verilmiş olan kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararın ortadan kaldırılarak, "açığa atılan imzanın kötüye kullanılması" suçundan kamu davası açıldığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece söz konusu davaların bekletici mesele yapılması gerekirken, yapılmaması bozmayı gerektirir.

 

DAVA VE KARAR : Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. ... gelmiş karşı taraftan kimse gelmemiş olduğundan onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

 

Davacı vekili, davalılardan ... ile müvekkilinin ortak olarak tekstil işi yaptıklarını, iş yerinin davalı ... üzerine kayıtlı olup, müvekkiline ait "H. K." ünvanını kullandıklarını, diğer davalının davalı ...'ın oğlu olup, iş yerinde sigortalı olarak çalıştığını, ... ve ... arasında ortaklıktan kaynaklanan anlaşmazlıklar sonucu davalı ...'ın davacıyı iş yerinden kovduğunu, tedarikçilerden mal alırken verilmek üzere müvekkili tarafından imzalanan ve firma kasasında tutulan senetlerden 3 tanesine davalı ...'ın adı yazılarak takibe konulduğunu, senetler üzerindeki yazıların müvekkiline ait olmadığını iddia ederek, müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile davalıların tazminata mahkum edilmelerini talep ve dava etmiştir.

 

Davalılar vekili, takip ve dava konusu senetlerde ve takipte taraf sıfatı olmayan müvekkili ...'a husumet yöneltilemeyeceğini, davacının borcuna karşılık diğer müvekkili .F Ç. ile senetler verdiğini, bedeli ödenmeyen senetlerin takibe konulduğunu, davacının iddiasını yazılı delille ispat etmesi gerektiğini, davacının haksız ve kötüniyetli olduğunu savunarak, davanın reddi ile davacı aleyhine tazminata karar verilmesini istemiştir.

 

Mahkemece davalı ..., yönünden davanın husumet nedeni ile diğer davalı ... yönünden esastan davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin temyiz istemi üzere Dairemizin 05.02.2015 tarih, 2014/9454 esas ve 2015/1447 karar sayılı ilamı ile "davanın reddine dair verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiş ise de, davalı vekilinin 04.02.2015 tarihli dilekçesi ile tarafların sulh, ibra sözleşmesi düzenlediklerini bildirdiği ve dilekçe ekinde söz konusu sözleşmeyi sunduğu görüldüğünden vaki sulh nedeniyle bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir." gerekçesiyle karar bozulmuştur.

 

Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada, dava dışı sulhun hayat bulmadığı, bonoların borçlusunun davacı, lehtarının ise davalı ... olduğu, davacının iddialarını yazılı delillerle kanıtlamak zorunda olduğu, dava konusu kambiyo senedindeki yazıların farklı kalemlerle yazılmış olmasının onun kambiyo senedi vasfını etkilemeyeceği, davacının iddiasını yazılı delille kanıtlayamadığı, yemin deliline de dayanmadığı gerekçesiyle davalı ... yönünden davanın husumet nedeniyle, diğer davalı yönünden ise ispat edilememesi nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.

 

Her ne kadar mahkemece Dairemiz bozma ilamına uyularak bozma kararında belirtilen sulh ve ibra sözleşmesi hakkında değerlendirme yapılmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de bu sözleşmenin geçersizliğinin tespiti konusunda... 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2015/286 Esas sayısında bir dava açıldığı ve ayrıca dava konusu senetle ilgili olarak daha önce verilmiş olan kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararın yazılı emir yolu ile Yargıtay 11. Ceza Dairesince ortadan kaldırılması üzerine... 15. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2016/423 Esas sayısında kayıtlı "açığa atılan imzanın kötüye kullanılması" suçundan kamu davası açıldığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece sözü edilen davaların bu davanın sonucuna etki edeceği düşünülerek sonuçlarının bekletici mesele kurumu çalıştırılmadan karar tesis edilmesi bozmayı gerektirir.

 

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 01/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.



Bu Bilgi Yararlı Oldu mu?
Anket Sonuçları
Kapat