0

Hakimin Çekilmesi Hakkında

YARGITAY 20.HD, E.2016/10751 K.2016/11570 T.1.12.2016

ÖZET: Taraflardan birinin hakime dava açması çekilme sebebi oluşturmaz.

DAVA VE KARAR: Taraflar arasında görülen dava sırasında davacı 03.11.2015 tarihli dilekçe ile özetle: "...Tebligattaki imzanın kendisine ait olup olmadığının tespiti için yeniden ... Kurumundan rapor alınmasını istediğini, mahkeme hâkiminin talebini kabul etmediğini, davalının tüm ... Adliyesi tarafından korunduğunu, belge sunduğu halde hâkimin başka belgeler istediğini, üçüncü duruşmada (borç kesinleşmiş biz bundan sonrasına bakalım) demek suretiyle karşı tarafa meşru zemin hazırladığını, davalının yaptığı sahteciliği örtbast ettiğini, tarafsızlığını kaybettiğini..." belirterek reddi hâkim talebinde bulunmuştur.

Dosyayı inceleyen merci tarafından; davacının reddi hâkim talebinin reddi istenilen hakim tarafından geri çevrilmesi, reddi hakim dilekçesindeki ithamlar karşısında HMK'nın 36/1-d maddesinde yer alan sebebin gerçekleşme ihtimalinin bulunduğu, davacı ile mahkeme hâkimi arasında husumet oluştuğu gerekçesiyle çekilme kararının onaylanmasına ilişkin verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Mahkeme hâkiminin çekilmesi HMK'nın 36. maddesi gereğince kendi kendinin reddi niteliğindedir.

Yargı yetkisi Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır (Anayasa madde 9). Hâkimler görevlerinde bağımsızdır. Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler. Bu nedenle, hâkimler önüne gelen uyuşmazlıkları, yasal çerçevesinde çözmek zorundadır. Bu işlemi yaparken hâkim, bir olayla ilgili kuracağı hükümle, tarafların adalet duygusunu zayıflatacağını değil, güçlendireceğini düşünüp, hedefleyerek çalışmalı, yasalardan aldığı güçle hareket etmelidir. Maddî bulgu ve delillerle desteklenmeyen soyut iddiaların hâkimlerce duygusallıkla karşılanıp davadan çekilmelerine neden olunması,ileride giderilmesi mümkün olmayacak zararlara yol açacağından kabul edilemez. Aksi halde bir yerde görev yapan hâkimlerin, aynı yöntemle davadan çekilmeleri sağlanarak, tabiî hâkim ilkesinin zedelenmesine yol açılacağı unutulmamalıdır. Yine yargılamanın devamı sırasında taraflardan birinin mahkeme hakimi hakkında şikayette bulunması veya aleyhine dava açması, HMK’nın 36/1-d maddesinde belirtilen "Davalı olmak” anlamında yorumlanamaz. Aksine bir yorum, yargılama yapan tüm hakimlerin kötü niyetli taraflarca reddedilmesini kolaylaştıracağı gibi, bu hakkı kötüye kullanmak isteyenlerin davranışını da korumak anlamına gelecektir. Hiçbir hukuk kuralı, kötü niyetliyi korumaz. Aksi takdirde, kötü niyetli kişilerce açılacak uydurma dava ve şikayetler sonucu, davaya bakan hakimlerin sağlıklı, baskıdan uzak ve hür iradeleri ile görev yapmalarına engel olunacaktır. Somut olayda HMK'nın 36/1-d maddesindeki koşullar gerçekleşmediğinden merci tarafından çekilme kararının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mercii hükmünün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 01/12/2016 günü oy birliği ile karar verildi.



Bu Bilgi Yararlı Oldu mu?
Anket Sonuçları
Kapat