0

Ölümlü trafik kazası ve ihtiyati haciz konulması hakkında

Y.17.H.D. 2016/18144 E.  2017/11201 K.  30.11.2017 Tarih

ÖZET : Ölümlü trafik kazası nedeniyle tazminat davalarında, talep halinde davalı tarafın malvarlığı üzerinde ihtiyati haciz konulmalıdır.

DAVA ve KARAR : Davacılar vekili, davalıya trafik sigortalı aracı kullanan müvekkillerin murisinin meydana gelen trafik kazasında vefat ettiğini, davacıların ölenin desteğinden yoksun kaldıklarını belirterek eş için 5.000 TL, çocuklar için 2.500'er TL toplamda 10.000 TL destekten yoksun kalma tazminatının, eş için 100.000 TL, 50.000'er çocuklar için toplam 200.000 TL manevi tazminatın tahsilini, bu alacaklarının temini için de inşaat sahibi davalı ...'e ait taşınmaza ihtiyati haciz konulmasını istemiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; tarafların kusur durumlarının belirlenmemiş olması, alacak ve alacak miktarının sabit olmadığı anlaşılmakla ihtiyati haciz şartları oluşmadığından davacı vekilinin, davalı ...'a ait taşınmaza ihtiyati haciz konulması talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1-)Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dava dilekçesine ekli belgelerden, davacıların desteği sürücünün davalıya trafik sigortalı aracı kullanırken meydana gelen trafik kazası sonucu öldüğü, bu olayla ilgili ... Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/2462 esasında kayıtlı soruşturma dosyası ile şüpheli ... hakkında soruşturma başlatıldığı, savcılık dosyasına sunulan bilirkişi raporundan kaldırımdan taşacak şekilde yola yük asansörü kurduran, yola taşacak şekilde inşaatın önüne tuğla ve inşaat demiri istifleyen inşaat sahibi şüpheli ...'ın tali kusurlu olduğu, alkollü ve hızlı araç kullanan muris sürücünün asli kusurlu olduğu anlaşılmaktadır.
Zarar haksız eylemden kaynaklandığından tazminat haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. Buradaki "muacceliyet" kavramı, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olma anlamındadır. Yukarıda belirtilen belgeler de nazara alındığında davacıların destekten yoksunluk ve manevi zararlarının olabileceği kuvvetle muhtemeldir. Haksız fiil (ölüm) tarihi itibarıyla davacıların maddi (destek) ve manevi tazminat alacakları muaccel hale gelmiştir. İhtiyati haciz talep edildiği, davanın ilk açıldığı aşamada zararın miktarının net olarak belirlenmesini beklemek hakkaniyetle bağdaşmaz. Zaten davacı vekili de fazlaya dair haklarını saklı tutarak dava açmıştır. İİK 257.madde; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.” hükmünü içermektedir. Açıklanan nedenlerle, İİK-257-264. maddeleri uyarınca ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken talebin tümden reddine karar verilmesi doğru değildir. Kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan sebeplerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle ihtiyati haciz talebinin reddine dair kararın BOZULMASINA, peşin alınan harcın istenmesi halinde temyiz eden davacılara iadesine 30/11/2017 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



Bu Bilgi Yararlı Oldu mu?
Anket Sonuçları
Kapat