0

Özel Dershaneler Hakkında

YARGITAY 22.HD, E.2017/8931 K.2017/3734 T.23.2.2017

ÖZET: İşyerinin devri halinde; devreden ve devralan işverenlerin borçları işyeri devri hükümlerine göre belirlenmelidir.

DAVA VE KARAR: İşyeri devrinin esasları ve sonuçları 4857 sayılı İş Kanunu'nun 6. maddesinde düzenlenmiştir. Sözü edilen hükümde, işyerinin veya bir bölümünün devrinde devir tarihinde mevcut olan iş sözleşmelerinin bütün hak ve borçlarıyla devralan işverene geçeceği öngörülmüştür. Devir tarihinden önce doğmuş ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlar açısından, devreden işverenle devralan işverenin birlikte sorumlu oldukları aynı Kanun'un üçüncü fıkrasında belirtilmiş, devreden işverenin sorumluluğunun devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlı olduğu hükme bağlanmıştır.

Değinilen Kanun'un 120. maddesi hükmüne göre, mülga 1475 sayılı Kanun'un 14. maddesi halen yürürlükte olduğundan, işyeri devirlerinde kıdem tazminatına hak kazanma ve hesap yöntemi bakımından belirtilen madde hükmü uygulanmalıdır. Anılan maddeye göre, işyerlerinin devir veya intikali yahut herhangi bir suretle bir işverenden başka bir işverene geçmesi veya başka bir yere nakli halinde, işçinin kıdemi işyeri veya işyerlerindeki hizmet akitleri sürelerinin toplamı üzerinden hesaplanmalıdır. Bununla birlikte, işyerini devreden işverenlerin bu sorumlulukları, işçiyi çalıştırdıkları sürelerle ve devir esnasındaki işçinin aldığı ücret seviyesiyle sınırlıdır.

İşyeri devri fesih niteliğinde olmadığından, devir sebebiyle feshe bağlı hakların istenmesi mümkün olmaz. Aynı şekilde işyeri devri kural olarak işçiye haklı fesih imkânı vermez.

İşyeri devri halinde kıdem tazminatı bakımından devreden işveren kendi dönemi ve devir tarihindeki son ücreti ile sınırlı olmak üzere sorumludur. Mülga 1475 sayılı Kanun'un 14. maddesinin ikinci fıkrasında, devreden işverenin sorumluluğu bakımından bir süre öngörülmediğinden, 4857 sayılı Kanun'un 6. maddesinde sözü edilen devreden işveren için öngörülen iki yıllık süre sınırlaması, kıdem tazminatı bakımından söz konusu olmaz. O halde kıdem tazminatı işyeri devri öncesi ve sonrasında geçen sürenin tamamı için hesaplanmalı, ancak devreden işveren veya işverenler bakımından kendi dönemleri ve devir tarihindeki ücret ile sınırlı sorumluluk belirlenmelidir.

Feshe bağlı diğer haklar olan ihbar tazminatı ve kullanılmayan izin ücretlerinden son işveren sorumlu olup, devreden işverenin bu işçilik alacaklarından herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır.

İşyerinin devredildiği tarihe kadar doğmuş bulunan ücret, fazla çalışma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil ücretlerinden 4857 sayılı Kanun'un 6. maddesi uyarınca devreden işveren ile devralan işveren müştereken müteselsilen sorumlu olup, devreden açısından bu süre devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlıdır. Devir tarihinden sonraki çalışmalar sebebiyle doğan sözü edilen işçilik alacakları sebebiyle devreden işverenin sorumluluğunun olmadığı açıktır. Bu bakımdan devirden sonraya ait ücret, fazla çalışma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil ücreti gibi işçilik alacaklarından devralan işveren tek başına sorumlu olacaktır.

Somut olayda, davacı Özel ... Dershanesi işyerinde öğretmen olarak çalışmıştır. Özel ... Dershanesi işyeri olarak 14.11.2011 tarihinde davalı ... tarafından kurulmuş ve 31.12.2012 tarihinde diğer davalı ...’a devredilmiştir. Mahkemece dinlenen tanık anlatımlarına göre, davacının davalılar nezdinde ara vermeksizin ve yaptığı işin vasıf ve mahiyeti değişmeksizin öğretmen olarak çalıştığı sabitse de 31.12.2012 tarihinde yapılan devir sözleşmesi uyarınca davalılar arasındaki ilişki iş yeri devri niteliğinde olup dava konusu alacaklar yönünden davalıların sorumluluklarının işyeri devri hükümlerine göre belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.

3-Dosya içeriğine göre, davacı dava dilekçesinde açıkça 01.09.2012 tarihinden itibaren işyerinde çalıştığını belirtmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 25. maddesi gereğince, "kanunda öngörülen istisnalar dışında hakim iki tarafın söylemediği vakıaları kendiliğinden dikkate alamaz." devamı 26. maddesi gereğince "hakim tarafların talep sonuçları ile bağlıdır." düzenlemesi mevcuttur. Davacının dava dilekçesinde talep ettiği işe giriş tarihi dikkate alınarak dava konusu alacakların hesaplanması gerekirken talep aşılarak yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 23.02.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.



Bu Bilgi Yararlı Oldu mu?
Anket Sonuçları
Kapat